Eflani Pazarı (Efleni Bazarı)

Bugün Eflani İlçesi Çok Büyük Bir Nüfusa ve Harekete Sahip Olmasa da uzun yıllar bölgede bir merkez ve bölgenin pazarı konumundaydı. Zaten mevcut coğrafi konumu ile Safranbolu, Ovacuma, Pınarbaşı, Daday,  Araç ve İğdir Çemberinin Ortasında Yer Almaktadır.

Eflani Pazarı Hangi Gün; Eflani Pazarı Pazartesi Günüdür.

Eflani Pazarında Yöresel Ürünler

300-400 Yıldır Eflani Pazarı, Her Pazartesi Günü Kurulmaktadır. Hatta Yaşlılar Eflani Merkeze “Pazar” demektedir. (Sadece Yaşlılar Değil Halen Yörede Yaygın Olarak “Bazara Gidiyom, Bazardan Geliyom, Bazara Gidecin” Gibi Pazartesi Günleri Dışında Bile Eflani Yerine  Pazar Kullanılmaktadır.) Eflani Pazarı Eflani de Günlerin İsimlerini Dahi Değiştirmiştir. Gene Yaşlılara Göre Günler; Eflani Pazarı, Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Deri Şeklindedir.

Ayrıca Eflani pazarının popülerliğinden olsa gerek Safranbolu‘da eskiden “Pazartesi” günlerine “Eflani” veya “Eflani Günü” denmekteymiş.

1730 lu Yıllarda Kaleme Alınmış İbrahim Hamdi’nin Varak** 314’dünden Eflani Pazarı,

Bugünün Türkçesiyle:

“Eflani-bolu Pazarı” her pazartesi kurulur. Çokça dükkan ve ekmekçi fırını ve kasap dükkanları han ve odalar ve mahkeme ve Müftü yeri ve Kethüda yeri ve Nakibüleşraf (peygamber soyundan gelenlerin soyağacını araştıran ve eğer bir bağ bulunursa bunu kayıt altına alan resmi görevli. Bu görevliler bir yerde yıllarca kalır, kaymakama bile hesap vermezlerdi.) ve bir camii vardır…* ve pazarına her hafta etraftan gelip develer ve katarlar ile zahire almalarıyle … (Eflani pazarının bir tahıl toptan pazarı olduğu anlaşılıyor) … kârlarının çoğu ekindir… ve bir tarafında sığır pazarı kurulur ve o tarafta püryan kuyuları (kuyu kebabı) olur ve yaz başından kışa kadar kuyu kebabı satarlar… her kısmından çok kalabalık gelip alış veriş ederler ve ahalisi pamuk işlerler. Pamuk metaı buraya dışarıdan gelir ve onunla çadır tabir ettikleri yaygıyı dokurlar. Eflani’nin sade yağı iyi olur ve pazarın yakınında Çelebiler adlı bir bayındır köy, pazara çok ürün verir zengin seçkinleri vardır ve “sahib-i pazar” (Pazar işlerini gözeten ve düzenleyen görevli) de bu köyden olur. … Depe köyde pabuç ve çizme dikerler ve Kayadibi ahalisi mutaf (çul dokuyucu) olup Tavşanzaimi, Şimale Paşa ve Bedil ve Saçak bunların her biri bayındır ve köklü otağ sahibi aileleri olup konuklarını cömertçe ağırlarlar. Ve bu kazanın bazı yerlerinde eskiden kalan türbeler vardır ki etrafında biten bir ağacı kesmek mümkün olmayıp buna yol açan elbette yok olur… Kayabaşı’na giderken değirmen yakınında bir mermerden arslan vardır, tarla kenarında durur… Hazret-i Ali’nin askerine saldırdığı için bedduasına mazhar olup taş olmuştur…bu Eflani kazasında hiç bir şekilde bağ ve bahçe ve bostan olmayıp, üzüm ve kavun ve karpuz ve turp ve şalgam ve soğan ve sarmısağın tümünü Safranbolu’dan gelip pazarda satarlar ve meyva kısmını Ovayüzü (Ovacuma) ve Ulus’tan götürürler ve Eflanililer bunlara para verip alırlar… bağ olmazsa bostan olurdu…(Hiç olmazsa sebze ekselerdi demek istiyor olabilir.) Ahalisi rağbet etmeyip gerektikçe çarşıdan alırlar. Bu yörede ancak “alıç” olur bir gayri meyve olmaz. Eflani kazasının Borlu’ya giden tarafında Paşa köyü karşısındaki taşlık tarla kenarlarında “iber yarısı”(?) ağacı vişne ağacı kadar büyük ve çok meyveli ve gayet bol olup Çal tarafına doğru yekpare ormanlıktır. Lakin neye yarar, ahalisi Devlet-i aliyye duyup anlamasın diye ne yerler ve ne de yedirirler… (Bir de başımıza İber yarısı vergisi çıkarmayalım demişler anlaşılan..) … ve o yörede keklik bol olur…”

*Bu varak çok yıpranmış ve okunamayan yerler varmış, o kısımlarını atlayıp üç nokta koymuşlar.
**Varak; Farsça’da “yaprak” anlamına gelmektedir, Osmanlı döneminde Türkçeye kazandırılmıştır.
İbrahim Hamdi Efendi Kimdir? Diyenler Buraya Tıklayabilir…

Uluslu İbrahim Hamdi Efendinin verdiği bilgilere göre  Eflani, 1730’lu yıllarda mahkeme yeri, Müftü yeri, Kethüda yeri ve Nakib-ül Eşraf’ı da olan gelişmiş bir kazadır. Her türlü hayvan alım ve satımının yapıldığı, el sanatları ve dokumacılığın ön planda olduğu, çizme ve pabuç dikimi ile arpa, buğday ve galle (sebze –meyve) pazarı ile önemli ekonomik bir güce sahip bir pazarıdır. Burada Dikkat Çeken İbrahim Hamdi Efendi’nin, hem düz hemde geniş ve  de verimli Eflani arazisinde bağ –  bahçe olmamasını “bağ olmazsa bostan olurdu” diyerek yadırgamış görünmesidir. Bir diğer husus ise Paşa köyü karşındaki Çal tarlalıklarında vişne ağacı büyüklüğünde fakat adı belli olmayan bir meyveden bahsedilmesidir.

Eflani Pazarı

Eğer Bu Yazıyı Okuduysanız Buradan çıkarılacak şeyler var; günümüzde durum nasıl? 300 küsür yıldır değişen bir şey var mı? Bağ olmasa da bostan yapılabir miydi? Şimdi Bostan var mı? vs. Tabi ki İbrahim Hamdi Efendi o zaman ki gözlemlerini yazmış, gelip Eflani’de senelerce yaşamamış, her konuda kendisine katılmak mümkün değil.

Orginal Metin;
“Eflani-bolu Pazarı” her pazartesi durur. Dekanin-i vafire ve etmekçi furunu ve kasab dükkanları han ve odalar ve mahkeme ve Müfti yeri ve Kethüdayeri ve Nakibüleşraf ve bir camii vardır… ve pazarına her hafta edrafdan gelüb develer ve katarlar ile zahire almalarıyle … ekser kârları ekindir ve bir tarafında sığır pazarı durur ve ol tarafda püryan kuyuları olup Ruz-i Hızırdan Kasıma varıncayadan kuyu püryanı bişirüb satarlar … her kısmından mübalağa gelub alış veriş ederler ve ahalisi panbuk işlerler. Panbuk metaı haricden çok gelür ve ânınla çadır tabir ederler astar dokurlar. Eflani’nin sade yağı eyü olur ve pazarın kurbünde Çelebiler derler bir mamur karye pazara müsmir olub mamur ve maldar kibarı olub sahib-i pazar dahi ol karyeden olur… Depe köyde pabuç ve çizme dikerler ve Kayadibi ahalisi mutaf olub Tavşanzaimi, Şimale Paşa ve Bedil ve Saçak bunların her biri mamur ve hanedan vezir-zade ağalar ve oda sahibleri olub müsafirine ikram ederler ve bu kazanın bazı yerlerinde selefden bakiye türbeler vardır ki etrafında nabit bir ağacı kat’ mümkün olmayub musırrı elbette helak olur… Kayabaşı’na giderken değirmen kurbinde bir ruhamdan arslan olmağla tarla kenarında durur…eflanim.net. Hazret-i Ali’nin askerine mütearız olmağla bedduasına mazhar olub taş olmuşdur…bu Eflani kazasında birdürlü bağ ve bağçe ve bostan olmayub üzüm ve kavun ve karpuz ve turb ve şalgam ve soğan ve sarmısağı cümleten Zağfiran Borlu’dan gelüb pazarda satarlar ve meyva kısmını Ovayüzü ve Ulusdan götürürler ve bunlar satun akçe ile alurlar… bağ olmazsa bostan olurdu… Ahalisi rağbet etmeyüb iktiza etdikçe çarşudan alurlar. Bu vilayetde ancak alıç olur bir gayri meyve olmaz. Eflani kazasının Borlu’ya giden tarafında Paşa karyesi mukabelesinde sengistan tarla kenarlarında iber yarısı ağacı vişne ağacı kadar kebir ve meyvedar ve gayet kesir olub Çal tarafına doğru yekpare ormanlıkdur. Lakin çi faide ahalisi Devlet-i aliyye duyub anlamasın deyü ne yerler ve ne de yedirürler … ve ol havalide keklik vafir olur…”

Atlas-ı İbrahim Hamdi 1163 (1700’lerin başları)

Eflani Pazarı
Eflani Pazarı

Bu yazının tüm hakları Eflanim.Net’e aittir. “www.eflanim.com” biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. Lütfen Emek Hırsızlığı Yapmayalım. © 

Konu Hakkında Görüşünüzü Paylaşın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir