Gerçekten Okuryazar mıyız?
Ülkemizde ve Eflani de Okuryazar oranı arttı, sadece okuryazar oranı değil 81 vilayete açılan üniversitelerle üniversite mezunu sayısı da giderek artmakta, bu yıl üniversite kontenjanları boş kaldı. Bütün bu gelişmelere rağmen gerçekten okuryazar mıyız?
21. yüzyıl dünyasında okuryazar olmak sadece alfabeyi okuyup yazmaktan ibaret değil, artık gelişen iletişim teknolojileri çerçevesinde “medya okuryazarlığı” diye bir olgu hayatımıza girdi. Bence artık gerçek okuryazarlık iletişim teknolojilerini doğru okuyabilmek…
Peki Medya Okuryazarlığı Nedir?
Medya Okuryazarlığı; yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki (televizyon, video, sinema, reklâmlar, internet v.s.) mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği kazanabilmek olarak tanımlanmaktadır. Daha Fazlası İçin Tıklayınız…
Medyayı doğru okuyabilmek öncelikle çocuklarımız için çok önemli, ülkemizde çocuklar doğduktan sadece aylar sonra televizyon karşına geçiriliyor. Çocuk, anne başka bir işle meşgulken uslu dursun diye ekran başına geçiriliyor. Çocuk ağlayınca hemen reklamlar açılıyor… Çocukların televizyon ile küçük yaşlardan bu kadar haşır-neşir olmasının diğer büyük bir tehlikesi de gerçeklik ile kurguyu ayırt edecek bir yaşta ve donanımda olmadıklarından dolayı, gördükleri her şeyi gerçeklik olarak algılayıp olabilirliğine inanmalarıdır. Yani o çizgi film de veya dize de olan şey gerçek dünya da olur mu yoksa bu hayal ürünü mü ayırt edemez. Mesela sihir yapılan diziler çocuklarımızın ömrünü yedi desem yeri, her şeyi bir ağız veya el hareketi ile düzeltmeye çalışan çocuklarımız oldu…
Bu konu hakkında yazacak o kadar çok şeyimiz var ki… dizilerden girip internetten çıkmak isterdik ama konuyu Eflani’ye bağlamak istiyoruz. Şu an da okullarımızda medya okuryazarlığı ders olarak okutulmakta, bence bu halk eğitim düzeyinde ele alınmalı ve halk eğitim merkezlerinde medya okuryazarlığı kursları açılmalı…
Medyayı doğru okuyabilmek çocuklarımız için önemli olduğu kadar onların anne babaları için de önemli. Eskiden medyayı doğru okumak gibi bir endişe yoktu ve bunun eğitimi de verilmedi. Günümüz de Ebeveynler çocuklarını medyanın zararlı yönlerinden korumayı da öğrenmeliler. Ayrıca bu eğitim sadece çocuk yetiştirme yönünde değil, ebeveynlerin de medyayı daha doğru okuyabilmelerine yönelik olmalı…
Bence bu ülke genelinde ki halk eğitimlerin ele alması gereken bir konu. Halk eğitim kişiyi sadece bir meslek sahibi yapmaya odaklanmamalı, toplumun bütün ihtiyaçlarını göz önüne alarak kurslar açmalı…